Kendini Bilmeyen Sen Tezatlıklar arasında denge kurabilmek yada buna mecbur olmak mı ?

Hayatımız deyip üzerine alıp etiketlediğimiz bize ait olduğunu sandığımız. Ne ile uğraşırsan uğraş sadece sana gösterilen. Her gün dengeye gelmen için kendinle yüzleştiğin, yüzleştirildiğin sen. Senin sana oynadığın oyun mu ? İyilik mi başka bir şey mi? Peki bu durum sen neredesin? Hey sana diyorum eli kalem tutan, üzerinde bluz olan ya da aşkını düşünen sen. Sen hayatın neresindesin? Seçmediğini sandığın düzenin sen neresindesin? Bilmek ister misin yine istemeden neyi seçtin ve yaşıyorsun… Var olmak istedin ve varsın zaten. Sen farkında olmadığın tercihlerinle var olan, henüz bunu farkında olmasan da olmayansın. Bilmesen de sana bir özgürlük tanınmış adı cüz’i. Aslında zor olanı başarmak bu. Çünkü binyıllardır her şey senin için çalışırken sen yine de yalnız ve garipsindir kendi içinde… Saygıdan çıkmayan sesler ve onun sahipleri senden bir emir bekler… Amadedirler ki sana sen onların seslerini duymazsın. Çünkü bilemezsin sen o kadar kendin ile meşgulsün ki insanların, cins ve insin sana hürmetinden sessizliğini yalnızlık sanırsın. Sanki karanlıktasın… Çıkart göz bandını. Hiçbir zaman yalnız olmadın ki şimdi, şuanda yalnız olasın, sen; cüzi’n ile hep varsın var olacaksın. Önündeki engeli yattığın da büyük gören sen, ayağa kalk ve doğrul ki bir karışlık seti. önünde görüp atlayabilesin. Atladıktan sonrada ardına bakma koşşşşşş ayaklarının seni götürdüğü yere doğru hızla ve arkada bakmadan gülümse…

İlyas ÖZER – Yaşam Koçu ve Bireysel Gelişim Uzmanı

30.05.2014